Üniversitenin anlamı, en temelde onun bize farklı bir mekânsal gerçeklik tecrübesini yaşatmasından kaynaklanır. Üniversite mekânını ayrıcalıklı yapan şeylerden biri, içinde eğitim-öğretim faaliyetinin icra edildiği sınıf veya dersliklerdir. Bu yüzden üniversiteyi anlamanın bir yolu sınıf veya dersliğin anlamını keşfetmektir. Sınıflarda her yıl yaşlanan öğretim üyeleri ile hep aynı yaştaki öğrencilerin eğitim-öğretim faaliyeti bağlamında bir araya gelmesi, üniversitenin kendi geleceğini üretmesidir. Bir başka deyişle sınıflar, üniversitenin geleceğinin mayalandığı mekânlardır. Sınıf veya dersliklerin, üniversitenin anlamının inşasında köklü bir rol üstlenmelerine karşılık, öğretim üyeleri ve öğrencilerin tefekkürüne hak ettikleri ölçüde mazhar olamadıkları bir gerçektir. Sınıf, bize kendisinde olmayan bir şeyi hediye olarak veren mekândır. Yani sınıf, öğretim üyesi ve öğrencileri kendilerine geri verir. Biz sınıf sayesinde öğretim üyesi oluruz; öğrenci, sınıf sayesinde öğrenci olur. Orada öğretim üyesi ve öğrencilerin karşılıklı paylaşabileceği bilgi ve düşünceler, onların dünya görüşlerini ve hayat anlayışlarını değiştirebilir, böylece sınıf sayesinde herkes kendisi olmanın farklı bir yolunu bulabilir.